10 Mart 2013 Pazar

Ergenekon Şergenekon

Önce dener, ateşin elimizi yaktığını öğreniriz. Bu bilgiyi gerektiğinde kullanmak üzere bellekleriz. Deneye dayanmayan, deneyden kaynaklanmayan her bilgi; doğal değil, sanaldır. 

İyi ve kötü olanı deneyimlemeden; iyi nedir? Kötü nedir? Bilemeyiz.

İyi kötünün, kötü iyinin öğretmenidir. İyi okşayarak, kötü yumruklayarak öğretir. Önemli olan öğrenmektir, okşanmak yada yumruklanmak değil. Öğrenileni unutmamak için, bakım onarım yaparak canlı tutmak gerekir.” Nush -öğüt- ile uslanmayanı etmeli tekdir -azarlama-, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” misali; okşanarak öğrenmeyeni azarlamalı, azarlamayla öğrenmeyeni yumruklamalı. Doğal düzen budur.

Eğer Ergenekon’u kanıksamış unutmaya başlamışsak; kendi çıkarlarını gözeten iç ve dış negatif öğretmenler, Ergenekonu Şergenekonlaştırıp, kötüleştirip canımızı yakarak unutmaya başladığımızı bize hatırlatırlar. Onlara kızarak, öfkelenerek, diş bilemeye gerek yok. Hemen Ergenekonu hatırlamalı, sahiplenmeli, bilinçlenmeliyiz. Şergenekon Ergenekonun, Ergenekon Şergenekonun nedenidir. 

Ergenekona saldırılmazsa, kendini savunamaz tuzağa düşer, meydan Şergenekona kalır. Az dozda Şergenekon, Ergenekonun Şergenekona karşı bağışıklığını sağlayan aşıdır. Çok dozda Şergenekon, yaşam mücadelesi başlatır, bünye Şergenekonu ya alt eder ya da yenilir. Yenilmek yok edilmek değildir. Yenilen saldıramaz, saldıramadığı için hasmının savunmasını zayıflatır, hasmı tuzağa düşürür meydan yenilene kalır. Bu böylece sürer gider.

TDK Sözlüğünde Ergene, eski denilen Türkçede, maden yeri anlamına gelmektedir. Ergenekon, maden yerine konarak, konuşlanmak mıdır? Tarihimizde iki Ergenekon vardır: Biri tarihimizin sisleri içinde destanlaşan, Börteçine -Bozkurt- komutasında sanal Ergenekondan çıkarak özgürlüğümüze kavuşmak, ikincisi iç anadolu Ergenekonuna hapsedilecekken Mustafa Kemal -Bozkurt- komutasında Ergenekona hapsedilemeyişimizin zaferi olan doğal Ergenekondur. Sanal Ergenekon bilinçaltımızda, doğal -tarihsel- Ergenekon bilincimizde yerini korumalıdır.

Sanal -destan- Ergenekonda Göktürkler, komşu bir kabileye yenilerek dağılırllar ve sığınacak delik ararlar. Dağların kuşattığı korunaklı bir yere yerleşir buraya Ergenekon derler. Dört yuzyıl orada kalıp çoğalırlar. Ergenekona sığamayacak kadar çoğalınca, göçe karar verirler. Ergenekon hapisanesinden çıkacak kapı bulamazlar. Bir demirci, demiri eritirlerse kapı açabileceklerini söyler.

Elverişli bir yere kömür ve odun yığarlar, yetmiş deriden yetmiş körük yaparak ateşi körüklerler. Yüklü bir devenin geçeceği kadar yol açılınca, Moğolların Börteçine -Bozkurt- olarak andıkları komutanın önderliğinde Ergenekondan çıkarak düşmanlarından intikamlarını alarak özgürleşirler.

Nice yüzyıl sonra Köroğlu “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu; eğri kılıç kında paslanmalıdır” dese de; tüfeğin yapıldığı demiri eritip yol açma bilgi ve becerisi Ergenekondan çıkışın ve Ergenekon kapanına yakalanmamanın anahtarıdır. Bugün Şergenekon tuzağına düşmemenin, düşükmüşse çıkışın anahtarı, demokrasi bilgisini becerileştirmektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder